YÜRÜYÜŞ-BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 16.05.2012 | Okunma Sayısı: 3587

Denizli,16.05.2012 

Değerli Meslektaşlarım,Kıymetli Basın Mensupları, 

Hepinize Denizli Barosu ve şahsım adına  sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Anayasa Mahkemesinin de belirttiği gibi; “Yargının kurucu unsurlarından olan, bağımsız savunmayı  serbestçe temsil eden, hukuksal ilişkilerin düzenlenmesinde, her türlü hukuksal sorun ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinde ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında temel görev üstlenen avukat, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının da önemli bir unsurudur. Güçlü ve bağımsız savunma mesleği; hukukun üstünlüğünün, hukuksal uzlaşmanın, adil yargılanma duygusunun ve toplumsal barışın güvencesi olup bu değerler, mesleğinde yetkin bağımsız savunucularla teminat altına alınmıştır”.

Ancak ne yazık ki en yüksek yargı organı nezdindeki bu tanıma rağmen avukatlık mesleği ve avukat ,güzel ülkemde öncelikle dizi filmlerdeki senaryolara  kurban edilmektedir.

Avukatlık mesleğinin bağımsızlığını etkileyen önemli hususlardan biri, toplum nezdinde “savunmanın mevzi kaybı”dır. Bilerek ya da bilmeyerek, bu mevzi kaybı, medya aracılığıyla pompalanmaktadır. Hatta kimi davalarda avukat, suç iddia edilen kişilerle özdeş tutulabilmektedir.Hukuka ve yargıya müdahale eden egemen siyasetin, yargının kurucu unsurlarından olan savunmanın “bağımsız temsiline” müdahale etmemesi düşünülemez. Bu müdahalenin en kolay ve etkileyici yolu, yargıcın bağımlı kılınması gibi, “bağımsız temsilciyi” de, “bağımlı” kılmaktan geçmektedir.

Değerli meslektaşlarım,

Bu kısa durum tespitinden sonra yakın geçmişte meslek grubu olarak yaşadıklarımızı bir hatırlayalım.

21.01.2012 tarihinde Baromuzun ev sahipliğinde yapılan Ege ve Marmara Baro Başkanları toplantısı sonuç bildirgesinde belirttiğimiz Arabuluculuk Yasa  Tasarısı ile ilgili:

“Türkiye’nin sosyal yapısı dikkate alınmaksızın getirilmek istenen ‘arabuluculuk’ sisteminin vatandaşın hak ve hukuku bakımından büyük sakıncalar doğurabileceği, yargı birliğini ve bütünlüğünü bozacağı, adalete yabancı birtakım güçleri, asla olmamaları gereken bu alana dahil edeceği, hiçbir fayda sağlamayacağı açık olmakla bu tasarı derhal geri çekilmeli, bunun yerine Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesine işlerlik kazandırılmalı ve gerçek anlamda bir yargı reformu yapılmalıdır.”

Şeklindeki görüşümüz doğrultusunda yine aynı toplantıda alınan karar uyarınca TBMM Adalet Komisyonunun 25.04.2012 tarihinde yapılan toplantısına sizleri temsilen katıldık.

Ege ve Marmara Baro Başkanlarını temsilen, Denizli,Aydın,Balıkesir, Manisa, İstanbul,  İzmir ve  Uşak Baro Başkanları olarak toplantıya katıldık.Adalet Komisyonu toplantı salonunda gerçekleşen toplantıda Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin komisyon üyesi sayın vekillerimiz ve bizler vardık.

Barolar olarak öncelikle tasarının geri çekilmesi gerektiğini ve bu haliyle tasarının yasalaşması durumunda Anayasaya aykırılık teşkil edeceğini söyledik.

Ancak tasarı yasalaşacaksa bile tasarıda belirtilen Arabulucu olacak kişilerin hukukçu değil avukat olması gerektiğini belirttik.

Yargıç güvencesinin sağlanmasında bile sıkıntılar yaşanan ülkemizde arabulucu olacak kişilerin hangi şartlarda güvencelerinin sağlanacağının tasarıda belirtilmediğini arabulucuların hukuki statülerin ne olacağını ve bu statüleri gereği görevlerini yaparken yaşanan hukuka aykırılıklarda hangi mevzuatın uygulanacağını, arabulucuya karşı işlenen suçlarda ve arabulucunun işlediği suçta hangi yasal düzenlemenin esas alınacağını sorduk.

Adalet Komisyonundan geçen haliyle TBMM Genel Kurulunda yapılacak görüşmelerde yine verilecek önergelerle maddeler üzerinde farklı düzenlemelerin mümkün olduğunu belirterek  bu haliyle yasa tasarısının Genel Kurul’a gönderilmemesini istediğimizi belirttik.

Daha sonra TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’i makamında ziyaret ederek görüşülmekte olan yasalarla ilgili düşüncelerimizi aktardık.Özellikle Arabuluculuk Yasa Tasarısı ve 3. Yargı paketi ile yapılması düşünülen düzenlemelerle ilgili görüşlerimizi belirtip,avukatların mahkeme salonlarından uzaklaştırma girişimi olarak gördüğümüz CMY m 188  de yapılması düşülen düzenlemenin olumsuzluklarını ifade ettik.

Ancak Arabuluculuk Yasa Tasarısı TBMM Adalet Komisyonu tarafından Genel Kurula gönderildi.Aynen daha önceden görüşümüzün alınmasına ihtiyaç duyulmadan yapılan, Çek Yasası,İcra İflas Yasası değişikliklerinde olduğu gibi.

İcra İflas ve Çek Yasası alanındaki değişiklik tasarısının alacaklıları mağdur edeceği, alacağın tahsilini son derece zorlaştıracağı hatta imkansız hale getireceği dikkate alındığında, bu alanın mafya ve benzeri yapılar tarafından doldurulabileceği, ekonomik ve ticari hayata büyük zararlar vereceği ciddi bir endişe olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle Baroların da görüşü alınarak bu hususlar yeniden gözden geçirilmelidir dedik ancak dikkate alınmadı.Menfaatler dengesi gözetilmeden yapılacak çek yasası değişikliğinin  kamu vicdanını zedeleyeceğini söyledik diye hiç tanımadığımız kendilerine “çek mağdurları” diyen kişilerden güya yasaya karşı çıkıyoruz diye binlerce mail onlarca telefon aldık.

 Adına yargıyı hızlandırma paketi denilerek kamuoyu ile paylaşılan 3. ve 4. paketlerin içindeki değişikliklerin hiçbiri ile ilgili görüşümüz  halen alınmadı.Barolar olarak önerilerimiz hazır olmasına rağmen halen görüşme isteklerimize olumlu bir yanıt verilmedi.

 Evet asıl amaç belki yargıyı hızlandırmak olarak veriliyor ama özel yetkili savcı ve hakimlerin geniş yetkilerinin olduğu mahkeme salonlarında  biz avukatlara binlerce sayfalık iddianameler karşısında 15 dakikalık savunma süresi verilmekle yargı hızlanmıyor.Tam aksine fiili durumla adil yargılanma hakkı engelleniyor.Sayın bakanımız 1 yıl içinde temyiz aşaması da dahil tüm yargılama aşamalarının tamamlanacağı müjdesi verdi!Amaç  dosya eksiltmek mi yoksa  hakkaniyete uygun karar üretmek mi.

Değerli meslektaşlarım CMY 188.maddede yapılması planlanan değişiklik ile de ceza yargılamasından avukat uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.Avukatın olmadığı salonlarda  asıl mağdurun  vatandaşlarımızın olacağı da unutulmamalıdır.

Yargılama süreçlerindeki bazı olumsuzlukları hep beraber yaşıyoruz;kaygılarımızı da kamuoyuyla paylaşıyoruz.Çünkü düzenlemelerden asıl etkilenecek ve hak kaybına uğrayacak olanlar yine yurttaşlarımız olacaktır.

Denizli Barosu olarak bizler bu konularla ilgili birçok kez açıklamalar yaptık,sizlerle paylaştığımız bölge toplantıları yaptık,şimdi de sesimizi duyurma kastıyla buradayız.

 Avukatlar olarak biz bu sorumluluğu yerine getirmediğimiz taktirde, hem bu nesil hem de gelecek nesiller bunun hesabını bizden tek tek soracaklardır. Avukat, sadece kendi rızkıyla meşgul olan kişi değildir. Para kazanan, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba, daha lüks hayat standardı (peşinde olan) kişi değildir. Avukat, aç da kalsa, ekmeksiz de, işsiz de kalsa avukattır. Kutsal savunma mesleğini ifade eden, onu savunan, mazlumun yanında yer almayı kendisine meslek edinen kişidir. Avukatın olmadığı yerde adalet olmaz. Savunmanın olmadığı yerde, beklenen adil karar bile yargısız infazdır. Savunmayı temsil eden sizlerin bu taşıdığı onurlu görev, aynı zamanda size çok büyük bir tarihi misyon da veriyor.”

Hepimizin bildiği gibi bu güne kadar meslek örgütü olarak Barolar ve onun mensupları biz avukatlar kar etme mücadelesi vermedi,hiçbir zaman da karımız ve kazancımız azalıyor diye de sokaklara dökülmedi.

Bazen siyasi davrandığımız söylendi,ama  paranın derdiyle  konuştuğumuz hiç söylenemedi.

Siyasi davrandığımızın iması da hak,hukuk ve adalet için söylediklerimizin hoşa gitmemesindendi.

 Derdimizi, hiç kimseyi rencide etmeden ortalığı da kırıp dökmeden anlatma niyetindeyiz,o şekilde de davrandığımız da herkesce malümdur.

Adaletin inşası, bina inşaatından daha az önemli değildir. Daha az özenle adalet yerine gelmez; Uzman olmayanların yürüttüğü yargılamanın sonucunda adalet değil hüsran olur.

Biz daha çok kazanmak hırsında da değiliz.Yukarıda da ifade ettim. Kutsal görevimizi daha çok kazanç veya daha lüks bir hayat maksadıyla yapmıyoruz.

Değerli meslektaşlarım kısaca hatırlayalım;

 *Paralı  UYAP

*Kime hizmet vereceği belli olmayan Arabuluculuk Yasası Tasarısı

* Menfaatler dengesi gözetilmeden Çek Kanunundan hapis cezasının çıkartılması,

*İcra İflas Kanunu değişikliği ile menkul mal haczinin sınırlandırılması ve ilamsız takiplerde önce ihtar zorunluluğu…

*Bu arada dosya inceleme konusunda çıkartılan güçlükler,

*Asgari ücretin de altında belirlenen CMK tarifeleri;

*Marka ve Patent vekilliği,

*Avukatların giremediği adliyeler…

*Hala netleştirilememiş üst arama prosedürü ve yaşanan tatsız olaylar…

*Mali sorunlar,

*Maliye ile ilgili sorunlar,

*Sağlık sorunları,

*Emeklilik sorunu,

 Bir türlü çıkartılamayan avukatlık kanunu…

·    Bir tek kelime ile bile avukatlıktan söz edilmeyen  Anayasa

·    Avukatların en azından adliye binaları içinde karşılaştığı sorunları büyük ölçüde çözecek olan Adalet Komisyonlarında görev yapacak baro temsilcisi istemimizin yok sayılması…
 
·   Yargıda durum analizi toplantılarına, avukatların eşit katılımcı olarak alınmaması ve görüş beyan edememesi…
 
·   Yargıya gelecek dosya sayısının azaltılması ile yargının hızlanacağı varsayımı ile  bu çerçevede ceza dosyalarında temyiz ve itirazın hukuk tarihimizde ilk kez paralı hale getirilmesi ve uygulamayı Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmesi
 
·   Yeni HMK artık en basit bir dava için 500-600 TL masraf ödemek zorunluluğu.
 
Bütün bunlar biz avukatların sorunları değil aynı anda hak arama mücadelesinde  temsil ettiğimiz vatandaşlarımızın da sorunudur. Unutmayın ki biz vekiliz, sizin adınıza çalışıyoruz. Bize sağlanan kolaylıklar aslında sizin için kullanılacaktır.

Tarih boyu biz hukukçular  tarihi yapanlardan olduk,tarihin malzemesi değil.

Şahıs olarak bize değil ama kendi geleceğiniz, ülkemizin geleceği, çocuklarımız geleceği için savunma mesleğine yani avukatlığa lütfen sahip çıkalım.

HERKES İÇİN ADALET ADALET İÇİN AVUKAT.

Saygılarımla,                         

 Avukat Müjdat İLHAN

Denizli Barosu Başkanı

 

 

  
 
 
 
 
 
 

ETKİNLİK TAKVİMİ

23.11.2024
AV. UFUK KÖK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.