Bilindiği gibi; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun adli yardım bürosunun gelir ve giderlerini düzenleyen 180 inci maddesinin (e) bendinde yer alan “e) Adli yardımla görevlendirilen avukatın aldığı ücretin yüzde onu ile davadan haklı çıkan adli yardımdan yararlanan kişinin avukat ücretinden başka, yararlandığı kısmın yüzde beşi.” Adli yardım bürosunun gelir kalemleri arasında yer almıştır.
Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği’nin “Adli Yardımın Yapılışı” başlıklı 6 ncı maddesi “a) Adli yardım isteminin kabulü halinde, durum bir tutanakla tespit edilir. İstem sahibinden, işin sonunda maddi bir yarar elde etmesi halinde, avukata ödenen para ile elde edilecek maddi yararın %5'ini baroya ödeyeceğine; adli yardım isteminin haksız olduğunun sonradan anlaşılması halinde, görevlendirilen avukata ödenen ücretin iki katı ve yapılmış masrafları yasal faizleri ile geri vereceğine ilişkin taahhütname alınır.” hükmünü haizdir.
Sözü edilen yasal düzenlemelere konu adli yardım bürosunun gelirleri arasında sayılan “taahhütname uyarınca ilgiliden alınacak ödemelerin” takibi ve geri alımı için barolar arasında uygulamada birlik bulunmadığı, yalnızca ilgiliye ödeme hususunda yazı gönderilip tahsili konusunda ısrarcı davranılmadığı, yasal yollara başvurulmadığı değerlendirilmektedir.
Taahhütname uyarınca ilgiliden alınacak maddi yararın tahsili hususunda; kısa kararın adli yardımla görevlendirilen avukat tarafından adli yardım bürosuna ulaştırıldığı tarihte, başvurucuya “kararın kesinleşmesi üzerine alacağına ulaştığı anda elde ettiği maddi yararın taahhütname uyarınca hesaplanacak miktarının adli yardım bürosu hesabına yatırması gerektiği, aksi halde hakkında yasal takibata geçilebileceği”ne ilişkin bir bilgilendirme yazısının gecikmeksizin gönderilmesi gerekliliği ile kararın kesinleşmesini takiben alacağın tahsili konusunda yasal yollara başvurmak suretiyle ısrarcı olunması konusunda gereğini takdirlerinize sunarım.
Saygılarımla.
Avukat Metin FEYZİOĞLU Türkiye Barolar Birliği Başkanı |