İNSAN HAKLARI HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 10.12.2014 | Okunma Sayısı: 2541

 

 

 

Denizli Barosu Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonundan Basına ve Kamuoyuna

 

 

                        Bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin BM tarafından kabul edilişinin 66. yıldönümüdür.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi; insanın doğuştan sahip olduğu, ırkından, renginden, cinsinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, engelli olup olmadığına bakmaksızın, inancından etnik kimliğinden siyasi vicdani ve felsefi düşüncesinden bağımsız olarak sırf insan olması nedeniyle sahip olduğu temel hakları tanımlayarak güvence altına alan ve bu hakların korunmasına yönelik olarak düzenlemeler içeren, insanlığın ortak değeridir.

 

                        Günümüz Türkiye’ sinde bu beyanname  ile ortaya konan değerlerin, metin ile amaçlandığı şekilde korunması bir yana, bu temel hakların sadece pratikte değil , düşünce ve felsefesinin de ortadan kaldırılmasına yönelik olarak sistemli bir çabanın olduğu gözlemlenmektedir.Avrupa İnsan hakları Bildirgesi ile tanımlanmış bulunan tüm temel hak ve özgürlükler,  yasal düzenlemeler dışında bu hakların korunmasına yönelik olarak hizmet vermesi beklenen,  kamu gücünü kullanan devlet otoritesince çiğnenmekte, bu durumu bertaraf etmesi beklenen yargı organları da hakların kullanılması bakımından yeterli güvenceyi sağlama bir yana ihlallere ortak olmaktadır.

 

                        31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Gezi süreci olarak adlandırılan ve ülkenin genelinde toplantı gösteri yürüyüşü veyahut yerel ulusal basındaki yazılar ile sosyal medyadaki paylaşımlar ile gelişen toplumsal süreçte, temel hak ve hürriyetlere bakış açısı ve bu hakların değerlendirilmesi konusunda önemli ve bir o kadar başarısız bir sınav verilmiştir. Bu süreçte, bildirgenin özellikle 10.maddesinde tanımlanmış bulunan ifade özgürlüğünün kullanılması, daha da değerli olan yaşam hakkının bir çok kere ihlal edilmesi sonucunu doğurmuştur. Hala devam eden süreçte bu dönemle ilgili olarak temel hak ve özgürlüklerini kullanan insanlar, süregelen davalarda yargılanmış ve ceza verilmiş olmasına rağmen, bu dönemde hak ihlallerine sebep olan sorumlular hakkında etkin soruşturma yapılmadığı gibi bir çok olayla ilgili olarak da henüz dava açılmadığı kamuoyunca da bilinmektedir.

 

                        21. yy da halen kadının eşit haklara sahip olup olmadığının tartışıldığı ülkemizde, siyasi iktidarın çanak tuttuğu erkek egemen toplum anlayışının kadına bakış açısı devam ettiği sürece   kadına yönelik şiddetin sonlanması, kadınların temel haklarını kullanılmasına yönelik sorunların çözülmesi beklenemeyecektir.

 

                        Çağdaş ceza yargılamasında; Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile belirlenen ve güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilmemesi için gerekli tüm önlemler alınmak zorundadır. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116 vd. maddelerinde yapılan değişiklikle makul şüphe kavramı kanunda kuvvetli şüphenin yerine getirilmiş olmakla; temel hak ve hürriyetlerin ihlali konusunda ciddi endişeler ortaya çıkmıştır. Ceza soruşturma ve yargılamasında uygulayıcıların keyfiliğine izin vererek hak ihlallerinin önü açılmıştır. Nitekim henüz ilgili değişiklik yürürlüğe girmesi için gerekli aşamalar tamamlanmadan, ilimizde Denizli 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı ile bu yönde bir toplatma ve gözaltı kararı alınmıştır. Bu yöndeki uygulamaların ilerleyen dönemlerde adil yargılanma hakkı dâhil birçok temel hak ve hürriyetlerle ilgili hak ihlallerinin önünü açacağı endişesini taşımaktayız.

 

                       

                        Temel hak ve hürriyetlerin korunmasında ve hayata geçirilmesinde önemli işlev ve göreve sahip yazılı ve görsel yayın ve basın kuruluşlarının büyük bir kısmı sansür baskısı altındadır. Aynı şekilde sosyal medya, bireylerin kendilerini ifade etme, sosyal ve siyasi konularda eleştiri ve görüşlerini paylaşmalarına engel olunmaya çalışılmakta, demokrasinin ve özgürlüğün temeli olan ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılma çabası içerisinde olunması kaygıyla izlenmektedir.

 

                        Son dönemde çok sayıda işçinin hayatını kaybettiği Soma’daki maden faciası başta olmak üzere, Ermenek’teki maden ocağındaki faciası ve devamında birçok işyerindeki yaşanan trajik iş kazaları tüm toplumu derin üzüntüye boğmuştur. Bireylerin sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakları bahsettiğimiz ülke gündemini meşgul eden büyük facialar dışında da oldukça fazla sayıda farklı olaylarda kendini göstermektedir. Bununla ilgili olarak, gerekli ve caydırıcı önlemlerin alınmasını istemek her çalışanın en temel hakkıdır.

 

                        Yargının kurucu unsurlarından avukatlara yönelik saldırılar ve gözaltılar savunma hakkının ihlal edilmesi ve doğal olarak temel hak ve hürriyetlerin savunulması ve güvence altına alınması konusunda ciddi sorunlar yaratmaya devam etmektedir.

 

                        Yukarıda kısa başlıklar halinde değinmeye çalıştığımız birçok konuyu önce vatandaş olarak sonra bir hukukçu olarak kaygıyla izlemekteyiz. Denizli Barosu olarak insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için hukukçu duyarlılığı ve sorumluluğu ile çalışmalarımız devam edecektir. Bu sorunları paylaşma sorumluluğunu ve ihtiyacını hissediyoruz. Denizli Barosu olarak insan hakları ihlalleri konusunda gözlem dahil olmak üzere her türlü hukuki mücadele ve bilgilendirme çabası içinde olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

                                                                                                            Denizli Barosu Başkanlığı

                                                                                                            İnsan Hakları Komisyonu

ETKİNLİK TAKVİMİ

23.11.2024
AV. UFUK KÖK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.