17.11.2016 günü yani dün gece yarısı TBMM Genel Kurulunda verilen değişiklik teklifi ile cinsel istismar failinin mağdur ile evlenmesi halinde verilen cezaya yönelik olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesi getirilmek isteniyor. Ayrıca, kanun metni sadece tecavüzcüye değil; tecavüzü azmettiren ve yardım edenler için de cezasızlık öngörüyor.
Tecavüzcüyle evlendirme yasa önergesi, insan hakları kazanımlarını; kadın ve çocuk haklarını bütünüyle ihlal eden; çocuk istismarını devlet eliyle meşrulaştıran vahim bir yasadır.
Kadına ve çocuğa yönelik aile içi şiddet, cinsel istismar ve cinayet suçlarının her geçen gün arttığı ülkemizde;Cinsel istimara uğrayan çocuğun evliliğe zorlanmasına ve evlilik kurumsallığı içinde türlü şiddete maruz kalmasına,faillerin serbest kalmasına neden olacak bu düzenleme kabul edilemez. Bu anlayış, çocuk istismarının kurumsallaşması sonucunu doğurur. Bu düzenleme toplum yararına değildir.Kamuoyunu tecavüzün - istismarın suç olmadığına ikna etmeçabasının sürmekte olduğu açıktır.
Bir yalanı 100 kere söyleyince doğru olduğuna inanacağımızı sanan insanlık düşmanlığına, hak - adalet düşmanlığına; evrensel değerlere ve tüm kazanımlara küfrü marifet sayanların yozluğuna karşı ancak birlikte mücadele edersek çocuklarımızı koruyabiliriz. Aklımıza, vicdanımıza, hukuka sahip çıkarak çocuklarımızı ve geleceğimizi savunabiliriz. Tecavüz ve çocuk istismarı evrensel bir insanlık suçudur. Mağdurun küçük bir kız çocuğu olması da, ergenliğinde bir genç olması da, sokaktaki bir kedi, bir köpek olması da bunu değiştirmez. Çocuklarımızın maruz kaldığı cinsel saldırıların % 60’ı kız çocuklarına %40’ı erkek çocuklarına yöneliktir.
Asla unutmayalım, getirilmek istenen düzenleme 15 yaşından küçük çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına yöneliktir ve yaş konusunda bir alt sınır da yoktur. Failin yaşı konusunda da bir ayrım getirilmemektedir. Bu durumda 10-12 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunan 40-50 yaşlarındaki bir fail, çocuğun 16 yaşına gelmesi ile çocukla evlenebilecek ve cezası ertelenecektir.Rıza, karar verebilme hakkı ve yetisidir. Seçenek olmazsa karar da olmaz. Seçeneksizlik varsa bunun adı çaresizliktir bunun adı köleliktir. Hangi çocuğu koruyabiliriz toplum olarak, mağdur çocuğun travması ile ilgilenmezsek, çocuğu ve ailesini dışlamayı marifet sayarsak, acılarına yalnızlığına korkularına çaresizliğine acımasızca bahaneler uydurursak, tecavüzü meşrulaştırırsak? Hangi yüzle çocuklarımızın karşısına çıkabiliriz? Çocuklarımızı çaresizliğe itersek köle bir topluluk olmaktan öteye gidebilir miyiz?
Çocuklar için bir olalım. Bir çocuk dahi istismara uğradığında tüm düzen yerinden oynamalıdır, çocukları korumak toplumun görevidir, sorumluluğudur. Tecavüz ve çocuk istismarı bir ilişki biçimi değildir. Rıza inşası, çocuğun kandırılması, zorlanması vardır. Bu suçu meşrulaştırmaya çalışanlar, suçu suçluyu övenler-teşvik edenler, suçu doğru göstermeye and içmiş olanlar,yani türlü bahanelerle failleri korumaya çalışanlar da bu suça ortaktır. Çocukların çaresizliğinden faydalanmaya çalışanları, çocukluğu yok etmeye çalışanları durduracağız.
Dünya Çocuk Hakları günü arifesinde bu utanç hepimizindir. Bugün toplumun tüm kesimlerine, barolara ve tüm sivil toplum kuruluşlarına düşen görev bu iğrenç suça ortak olmamak ve getirilmeye çalışılan anlayışa dur demektir.
Çocuk istismarına DUR diyelim.Çocuk istismarına, tecavüze sessiz kalma Türkiye…
DENİZLİ BAROSU BAŞKANLIĞI
TÜRK EĞİTİM VAKFI
TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ DENİZLİ ŞUBESİ
KADIN HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ
DENİZLİ KADIN PLATFORMU
DENİZLİ SOROPTİMİST KULÜBÜ
DENİZLİ KORUYUCU AİLE DERNEĞİ
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ
TOSYÖV
GİKAD
YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLERİ
ÇINAR LİONS KULÜBÜ
CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ
DOWN SENDROMU DERNEĞİ
DENİZLİ OTİZM DERNEĞİ