24.01.2025 tarihinde Denizli Demokrasi Platformu sözcüsü olarak, Cumhuriyetimizin Yılmaz Savunucusu Olan Araştırmacı Gazeteci Yazar Uğur MUMCU’yu, katledilişinin yıl dönümü dolayısıyla, TC Denizli Valiliği önünde düzenlenen anma törenindeki basın açıklaması Baro Başkanımız Av. Ufuk KÖK tarafından yapılmıştır:

Bugün burada, yalnızca bir insanı değil, bir ideali, bir cesareti ve bir aydınlanma mücadelesini anmak için toplandık. Uğur Mumcu’yu anmak, onun adını dile getirmekten çok daha fazlasıdır. Onun sesi olmak, onun cesaretini yaşatmak ve onun gibi karanlığa ışık tutmaya cesaret edebilmektir.

Uğur Mumcu, yalnızca bir gazeteci, bir yazar ya da bir fikir insanı değildi. O, gerçeğin izini süren bir adalet savunucusuydu. Korkusuzdu. Hakikatin üzerine örtülmek istenen perdeyi aralamaktan çekinmezdi. Her satırında, her sözünde, hepimiz için bir uyanış çağrısı vardı.

Uğur Mumcu, cesaretin ve dürüstlüğün vücut bulmuş haliydi. Halkına duyduğu derin sevgiyi, karanlıkların üzerine yürüyerek gösterdi. Onun kalemi, yalnızca yazmak için değil, gerçeğin üzerindeki örtüyü kaldırmak için vardı. Ve bu yüzden bedel ödedi.

Ama o bedel ödenirken Mumcu’nun bizlere bıraktığı bir miras vardı: Sorgulama cesareti. O, bir toplumun yalnızca soru sorarak, yalnızca doğruları arayarak aydınlığa kavuşabileceğini söyledi. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.” derken aslında hepimize bir görev yükledi. Bilgiyi aramak, hakikati savunmak ve gerçeği korkmadan dile getirmek…

Onu anlamak için yalnızca kalemini değil, yüreğini de görmek gerekir. Çünkü Uğur Mumcu, kalemi kadar yüreğiyle de mücadele etti. Adaletsizlik karşısında susmadı, korkuya boyun eğmedi. O, bu ülkenin vicdanıydı. Ve ne yazık ki, vicdanlar susturulmak istendiğinde ilk hedef o oldu.

Ama Uğur Mumcu’nun aramızdan ayrılışı bir son değil, bir ışığın yankısıdır. Onun bedeni bizden alınmış olabilir, ama düşünceleri, idealleri ve cesareti yaşamaya devam ediyor. Bugün burada toplanmamızın sebebi de bu değil mi?  O’nu unutmamak ve unutturmamak…

Uğur Mumcu bir yazısında şöyle diyordu: “Korkaklar her gün, cesurlar bir kez ölür.” O, bir kez öldü ama binlerce gönülde yaşamaya devam ediyor. Çünkü cesaret bulaşıcıdır. Çünkü bir kişinin aydınlığı, karanlıkların en derininde bile yol göstermeye yeter.

Bugün bizlere düşen görev, O’nun ideallerini bugüne taşımak, geleceğe ulaştırmaktır. Adalete, özgürlüğe, demokrasiye sahip çıkmaktır. Her birimiz kendi bulunduğumuz yerde bu mücadelenin bir parçası olabiliriz. Çünkü O’nun dediği gibi, “Bir kişiyi öldürebilirsiniz, ama bir düşünceyi asla.”

Evet O’nun yokluğunda yüreğimizde bir boşluk var. Ama bu boşluk, yalnızca yitip giden bir canın değil, aynı zamanda bir sorumluluğun ifadesidir. Bu sorumluluk ise, güzel ülkemizin aydınlık yarınlarını inşa etmek, O’nun hatırasına ve mücadelesine sahip çıkmaktır.

Uğur Mumcu’yu unutmayacağız ve unutturmayacağız. O’nun bize ilham olan cesareti ve adalet inancı aydınlık yarınlara olan umudumuzu daha diri tutacak. O’nu yalnızca özlemle değil, aynı zamanda O’nun mücadelesine sahip çıkarak anmaya devam edeceğiz.