BASIN AÇIKLAMASI
14.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından “Faizsiz Finans Kuruluşlarının Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” yayımlanmıştır. Resmi Gazete’de yayımlanan bu kurallar incelendiğinde Şeri hukukun referans alındığı görülmektedir.
Yapılan düzenlemede Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerden, Hz. Muhammet’in hadis-i şeriflerinden ve yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çalışmalarından alıntılar yapıldığı görülmektedir.
Şeri hukukun referans alınarak Etik Kuralların belirlenmesi ve bu kuralların devletin resmi yayın organı olan Resmî Gazete’de yayımlanması, Anayasamızdaki laiklik anlayışına açıkça aykırı olduğu kadar Cumhuriyet’in ruhuna, varlığına ve değerlerine de aykırıdır. Devletin asli ve kurucu felsefesini korumakla yükümlü olanların Şeri hukuktan alıntılar yapmak suretiyle kurallar koyması ve Resmi Gazete’de bu kuralların yayımlanması asla kabul edilemez.
En başta İslam hukuku ile daha iyi bir yaşamın ve demokrasinin geleceğine inanan insanlar, kısa bir süre sonra yanıldıklarını anlayacaklardır. Bırakınız bu değerlere ulaşmayı, kendi can ve mal emniyetlerinin kalmadığını göreceklerdir. Çünkü, İslam hukuku, bugünkü mevcut gelişmişlik düzeyi itibarıyla yöneticileri sınırlandıracak ve vatandaşları koruyacak mekanizmalardan maalesef mahrumdur.
İslâm hukukunun en yüksek norm kaynağı olan Kur’an’da adaletin ve barışın değeri üzerine onlarca ayet bulunmasına, kişilerin hürriyetini, can ve mal güvenliğini tanıyan onlarca ve belki yüzlerce hadis bulunmasına rağmen, halen İslam hukukunun uygulandığı ülkelerde, adaletin, can ve mal güvenliğinin, kişi hürriyetinin bulunduğunu söylememiz mümkün değildir. İslam hukukunda siyasi iktidarı eleştirmek veya siyasi iktidara muhalif olmak suç bile değildir. Ancak bu hukukun uygulandığı ülkelerin önemli bir kısmında siyasi iktidarı eleştirenler hapse atılır; malları müsadere edilir; hatta bazılarında bunlarla da yetinilmeyip bu kişiler ölüm cezasına çarptırılırlar. Diğerlerinde ise muhalifler yargılanmaksızın öldürülürler, ortadan kaldırılırlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir vatandaş, kendi inancıyla ve vicdani kanaatiyle ayrı bir değerdir. Bu bilinçle, Cumhuriyetin kazanımları gözardı edilmek suretiyle toplumsal kutuplaştırmayı artırıcı; bu ve benzeri her türlü girişimden uzak durulması gerekmektedir.
89 yıl önce bugün devrim şehitlerimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi katledenlerin düşünce dünyasını doğru bulanlar bilmelidirler ki, Atatürk ilke ve devrimlerinden ve de Cumhuriyetin temel kazanımlarından asla ödün vermeyiz. Aklın, bilimin ve çağdaşlığın yolundan bir adım bile sapmayız. Bizleri var eden kurucu değerlerimize olan inancımızla, kararlılıkla Laik Cumhuriyet için mücadele edeceğimizi basının ve kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla,
DENİZLİ BAROSU BAŞKANLIĞI