İZMİR BAROSU

BASIN AÇIKLAMASI

Avukatlık mesleği günümüzde sadece ofis ortamında gerçekleştirilen bir meslek olmaktan çıkmış, gelişen uluslararası ilişkiler ile süregelen değişim ve dönüşüm  neticesinde uluslararası bir nitelik kazanmıştır.Bu noktadan sonra tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, bu değişim ve dönüşümün sonucu olarak avukatlık mesleğinin gerçekleştirilmesinde çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Yıllardır çözüm bekleyen bu sorunlardan biri de, daha önce de meclis gündemine gelen"AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT VERİLMESİ"'dir.

Bilindiği üzere, bu husustaki kanun teklifi, Adalet Bakanlığı'nca desteklenmesine rağmen, Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından "sayı artacak" gerekçesi ile karşı çıkılarak Meclis Adalet Komisyonunda reddedilmiştir. Ancak daha öncesinde de bu konuda biz avukatlara defalarca sözler verildiğini ama bu sözlerin çeşitli gerekçelerle yerine getirilmediğini bilmekteyiz.Bu sebeple, bu sorunun ivedilikle çözülmesi ve beklentilerimize cevap verilmesi gerekmektedir.

Aslında Türkiye tarafından imza altına alınmış uluslararası anlaşma ve kurallara göre AVUKATLARIN ULUSLARARASI SERBEST DOLAŞIM HAKKININ SAĞLANMASI BİR ZORUNLULUKTUR.

1990 yılında Türkiye'nin de imzalamış olduğu ve "HAVANA KURALLARI" olarak da bilinen sözleşmenin 16.maddesi " Avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahale ile karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini ;  yurtiçinde ve yurtdışında serbestçe seyahat edebilmelerini ve müvekkilleriyle görüşebilmelerini" sağlamaktadır.

Birçok batı ülkesinde avukatların bu ve benzer haklara sahip olduğunu dikkate alırsak; BİR KAMU GÖREVİ OLAN SAVUNMANIN TEMEL UNSURU BİZ AVUKATLARIN DA BU KAPSAMDA KABUL EDİLMESİ VE BU YÖNDEKİ MAĞDURİYETİMİZİN GİDERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Bilindiği üzere; 5682 sayılı yasada kamuoyunca YEŞİL PASAPORT olarak bilinen  Hususi Damgalı Pasaport, ülkemizde kamu görevi yapan 1.,2.,3. derecedeki devlet memurları ile aynı koşullardaki sözleşmeli devlet memurlarına  verilmektedir.Yargının üç ayağından biri olan avukatların bu haktan yararlandırılmayıp, sadece yargının diğer ayakları olan iddia makamı Cumhuriyet Savcıları ile karar mercii hakimlerin faydalandırılmalarını çifte standart görüyoruz.

Ayrıca kamu kurumlarında görevli avukatlar, 10 yıllık bir dönemin sonunda hususi pasaport alabilirken, serbest çalışan avukatlara böyle bir olanağın verilmemesi büyük bir haksızlıktır.

SERBEST AVUKATLAR KAMU HİZMETİ STATÜSÜNDE KABUL EDİLİP AĞIR CEZA MAHKEMELERİNDE YARGILANIRKEN, YEŞİL PASAPORT TALEP ETTİĞİMİZDE İSE  ''SİZ SERBEST MESLEK ERBABISINIZ, DEVLET MEMURU DEĞİLSİNİZ" DENİLEREK  BU DEFA BİR KAMU HİZMETİ YAPTIĞIMIZ GÖZARDI EDİLEREK TALEPLERİMİZİN REDDEDİLMESİ  HUKUKA VE HAKKANİYETE AYKIRIDIR.

Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği, gerek siyasi partiler gerekse ilgili bakanlıklar nezninde ve TBMM'de  bu sorunun çözümü konusunda defalarca girişimde bulunmuşlardır.İZMİR BAROSU YÖNETİMİ OLARAK, MECLİSTEKİ AVUKAT VEKİL SAYISINI DA DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, EN FAZLA ÜYE İLE TEMSİL EDİLEN MESLEK GRUBU OLARAK GİRİŞİMLERİMİZİN SONUÇSUZ KALMASINI TRAJİ KOMİK BULMAKTAYIZ.

Bununla birlikte, İzmir Barosu Yönetim Kurulu olarak, 1973 yılında imzalanan Ankara Antlaşmasına aykırı olarak Almanya tarafından başlatılan ve sonrasında diğer üye ülkeler tarafından da uygulamaya konulan ,KANUNA VE ULUSLAR ARASI ANLAŞMALARA AYKIRI  VİZE UYGULAMASINA KARŞI HER TÜRLÜ HUKUKSAL MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ OLACAĞIMIZI , HAK VE HUKUKTAN YOKSUN BU UYGULAMA İLE ELİMİZDEN ALINAN VE VERİLMEYEN HAKLARIMIZI ALMAK İÇİN SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİMİZİ KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SAYGI İLE SUNARIZ.

İZMİR BAROSU YÖNETİM KURULU

BASIN AÇIKLAMASINA KATILAN BAROLAR